fbpx
evliliginde-veya-iliskindeki-esas-sorun-bu

Evliliğinde veya İlişkilerindeki Esas Sorun Bu!

İçindekiler

Bu yeni bölümde son zamanlarda etrafımda en çok algıladığım sıkıntılardan birine odaklanacağız: “Evlilikler ve ilişkiler.” Evliliğinde ve İlişkilerinde Esas Sorun Bu! konu başlıklı yazımı okumaya sizi davet ediyorum.

Günümüzde pek çok çift, ilişkilerinde karşılaştıkları zorluklar karşısında sıkıntı yaşamakta. Çoğunluk ise maalesef ilişkileri için çaba göstermek yerine çareyi ve en kolay yolun çabucak ayrılmak olduğunu düşünüyor. Sonrasında hiç beklemeden yeni bir ilişkiye giriyorlar ve yeniden bir önceki ilişkide yaşadıkları sorunları bu sefer başka kalıplar içinde tekrar yaşıyorlar.

Aslinda yaşadıkları sorunların altında yatan nedenleri ve çözüm yollarını araştırmak daha sağlıklı ve anlamlı ilişkiler kurmamıza yardımcı olabilir.

Bu bölümde, evlilik ve ilişkilerde neden sorunlar yaşadığımızı, insanların neden çabucak ayrılıp ilişkilerini sürekli değiştirmek istediklerini keşfetmeye çalışacağız.

Bence en büyük sorunlardan biri projeksiyon yani yansıtmalarımızdan kaynaklanıyor.

Projeksiyon, ilişkilerde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Birine aşık olduğumuzda veya birini eş yada partner olarak seçtiğimizde genellikle onun bizde eksik olan yanlarına veya yaşayamadığımız yönlerimize aşık oluruz.

Örneğin; Kendin için sınırlar koymakta zorlanabilirsin veya istemediğin bir şey yapılması istendiğinde, sadece karşı tarafın üzülmemesi veya seni yanlış anlamaması için “HAYIR” diyemeyebilirsin.

Ancak partnerin bunu çok iyi yapabiliyorsa, yani kendi için sınırlar koyabiliyor ve “HAYIR” diyebiliyorsa, bilinçsizce onun bu özelliklerine aşık oluruz. Çünkü bu özellikler bize çok çekici veya cazip gelebilir. Bir zaman sonra tamda bir zamanlar karşı tarafta beğendiğin bu özellikler seni rahatsız etmeye başlar ve seni tetikler.

Bu “içimizdeki inançlar” olarak adlandırılır, çünkü sistemimizin derinliklerinde ve bilinçaltımızda depolanırlar. Partnerimizin davranışları bazı inançlarımızı tetiklediğinde, bunun farkında olmak ve “Ah, tamam, şimdi tetiklenmiş hissediyorum” demek yerine tetiklenen duygularımızı partnerimize yansıtırız. Buda, çoğu durumda kavga ve öfke ile sonuçlanır.

İlişkilerde Kıskançlık ve Kontrol Mekanizmaları

Buna başka bir örnek verebilirim: Kıskançlık ve kontrol mekanizmaları.
İnanılmaz derecede kıskanç ve hatta kontrolcü davranışları olan birçok kadın ve erkek tanıyorum. Partnerlerinin cep telefonlarını kontrol ediyorlar ve her zaman partnerlerinin nerede olduğunu ve ne yaptığını bilmek istiyorlar. Bazı ilişkilerde her saat başı bir rapor sunulması gerektiği gibi aşırı durumlar bile var. Bu kıskançlık ve kontrol davranışlarının arkasında genellikle bir kaybetme korkusu yatar.
Hayatınız boyunca içselleştirdiğiniz kaybetme korkusu, muhtemelen genç yaşta boşanmış ebeveynler veya yakın birinin ölümü gibi büyük kayıplar yaşamanızdan kaynaklanabilir. Benzer deneyimler, içimizdeki kaybetme korkusunu tetikleyebilir.
Aslında eşlerimiz, sevgilerimiz veya partnerlerimiz bizim en büyük aynamızdır. Tabi bu aynaya bakmaya cesaretin varsa.

İlişkilerde Beklentiler

Evliklerimizde ve ilişkilerimizde bir diğer yaygın sorun da beklentilerdir.
Partnerlerimizden her zaman belirli beklentilerimiz vardır. Hatta çoğu zaman mutluluğumuzdan diğer kişinin sorumlu olduğunu düşünürüz. Örneğin, kötü bir gün geçirdiysek ve akşam eve geldiğimizde eşimizin bizi mutlu etmesini bekleriz. Ancak, üzgünüm böyle bir dünya yok.
Hiç kimse senin mutluluğundan sorumlu değildir! Sana bir başka gerçeği daha hatırlatmak isterim: Beklentilerin her zaman seni hayal kırıklığına uğratabilir. Ne zaman birinden bir şey beklersen hayal kırıklığına uğrar bilirsin çünkü hiç kimse beklentilerimizi her zaman karşılayamaz veya yerine getiremez.
Bir örnek vermek gerekirse, Ayşe ve Ali’yi evli bir çift olarak ele alalım. Ayşe alışverişe gider ve Ali’nin en sevdiği peyniri almayı unutur. Alinin, bunun üzerine Egosu tetiklenir ve isteklerinin görülmediğini ve kendisinin sevilmediğini hisseder.
Ancak, Ayşe bunu bilerek yapmamıştır, sadece unutmuştur. Ali’nin Ayşe’den bir beklentisi vardı ve Ayşe bu beklentiyi karşılayamamışdır. Ali, hayal kırıklığına uğrar ve buna tepki verir.
Bu çok basit bir örnektir, ancak karşılanmayan beklentilerin nasıl sorunlara yol açabileceğini gösterir. Bu durum her türlü beklenti için geçerlidir.

Değişmek!

Bugün paylaşmak istediğim son örnek, eşlerimiz için belirlediğimiz koşullardır. Örneğin, eşlerimizin bizim için değişmesini istiyoruz ancak bu ne kadar adil? Aynı şey sizin için de geçerli değil mi? Sen olduğun gibi sevilmek istemez misiniz? O zaman neden esinin senin için değişmesini istiyorsun? Her insan eşsiz ve bireyseldir ve eğer o kişiyi gerçekten seviyorsan, onun değişmesini istememelisin. Onun da senin gibi içinde negatif inançları vardır, ve bu yüzden senin için değişmesini beklememelisin.
Sadece onun kötü alışkanlıkları veya davranışları var ise ona bunları onun kendi iyiliği için söyleyebilirsin.
Onları değiştirip veya değiştirmemesi yine onun elinde olan ve kendi isteği üzere değişebilir. Senin bunu ona bir koşul olarak sunman ile değil.
Tatmin edici bir ilişki sanatı, her iki tarafında kendi inançları ve gölge taraflarının farkında olması ve bunların üzerinde çalışmasıdır! Bence tatmin edici ve sevgi dolu bir ilişki ancak böyle yaşanabilinir. Yoksa 100. Partner de değiştirsen yine ayni sorunlari yasarsiniz.
Eğer evliliğinizde veya ilişkinizde partneriniz sizi aşağılıyorsa, güçlü narsisistik özelliklere sahipse ve size karşı şiddet uyguluyorsa ve bunun normal olduğunu düşünüyor Kendi kişisel gelişim için adım atmıyor ve psikolojik destek almıyorsa, o ilişkiden bir an önce çıkmanız önemlidir.
Kendinizi korumak ve sağlığınızı korumak için cesur bir adım atmalısınız. Unutmayın ki, sağlıklı bir ilişki, bir kişinin diğerini aşağılaması veya fiziksel şiddet uygulamasıyla değil, karşılıklı saygı, anlayış ve sevgiyle inşa edilir. Size değer veren bir ilişkiyi hak ediyorsunuz.

Pozitif Ol!

Bugün kendi kişisel gelişiminizle başlayabilir ve partnerinize pozitifliğinizi bulaştırabilirsiniz. Örneğin, bu blog yazımı okuyarak, ardından evliliğinizde veya ilişkinizde belirli sorunlar üzerinde partnerinizle birlikte düşünmek iyi bir başlangıç olacaktır. Koşulsuz sevgi, var olan en güzel şeydir. Ebeveynlerimizi, kardeşlerimizi ve çocuklarımızı Koşulsuz ve beklentisiz seviyoruz, peki neden eşlerimizi sevmeyelim?

Bu bölümümüzde sona geldik. Umarım bugün duyduklarınız, ilişkilerinize veya evliliğinize olan bakış açınızı biraz da olsa değiştirmenize yardımcı olur.
Instagram hesabıma yorumlarını bırakabilirsin. Kanalıma abone olursan çok mutlu olurum ve eğer bu bölümü mutlaka dinlemesi gereken birini düşünüyorsan, paylaşmayı unutma. 
Haftaya yeni bir bölümde görüşmek üzere, sevgiyle kal. Hoşça kal.

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on pinterest
Pinterest

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir